Dünya cepsiz, hırsı saklaman zor hayli
Borç alınan vakitlerde büyüdü kırgınlıklar
Gözüm kapalı görebilirim, kızgınlıklar yamalı kalbine
Hayal kırıklarından geçen yalın ayaklı ıslıkların
Bugüne saplı nöbeti müebbetle sınananların
İçinden konuştuğunda duymuyorum sanma sakın sen
Ezeli belli emeli muamma ruhsal yırtıkların
Travmalarını tramvayla geldiği yere geri uğurladım ben
Nereye saptı adımlarım
Çözümler yola çıkmaz problemler tadımlıksa
Yaşadığım bu dünya aslı kadar saplantılı
Ben mi lanetlendim yoksa burda doğmak sadece bir rastlantı mı?
Cümleler tozlu günlüğümün müptelasıydı eskiden
Bitişe ilk varırdı öncelerde tez giden
Bi hücre bu dünya çeperi süngerle kaplı
Göbeğine vurdu hırsın atmosfere düşen damlaları
(Nakarat x2)
Bu diyardaki her şeyi unut ve derhal rüyalardan kaç..
Ben korkmuyorum desem yalan
Koşmuyorum desem daha doğru sen boşver
Bu diyar muhtaç olmak için yaratılmış
Kanatılmış bilinçaltı çöplüğündeki et parçası
O belki sensin, belki aşinama uzak insanların
Doğruluğuna set çekilmiş yanlışların
Ve traşlandı duygularım, ebatlarım büyüdükçe
Tarandı cahilliğim huzrun kıblesine
Eksik bildiğimden ötürü yok aklımın kıymeti
Yaşlar göğsümdeki bulutlara otostop çeksin
Yıkacak bi tabu yoksa dikmeliyim derhal
Özgür sarkıtları nötrlemem gerek buydu kural
Benim refakatçim prangalar et ve kemikten
İbaretim kırık fırçadan çıkan bi mevsimden
Manzaram koyu, yakmasam da karanlığı
İçim huzrun miladımdan beri arandığı bi kasaba
Ben bugünü beklediğim gibi yaşadım ve bittim
Beklediğimi, istediğime neden tercih ettim bilmem
(Nakarat x2)
Bu diyardaki her şeyi unut ve derhal rüyalardan kaç..
Ben korkmuyorum desem yalan
Koşmuyorum desem daha doğru sen boşver