Puşt

[Giriş]
Dinle!

[Verse]
Cebinde paran varken o züppelerin eksenindesin
Ne zaman paran bitse mecburen hep benimlesin (tabi)
Kendini kaybettiğinde para ve amcık rehberin kesin
Yeter ki sadakatin test edilmesin
Yüzün şu şekle girmesin (yeah)
Kendine ait bir görüşün yok daima ortayol meshebindesin
Gün geçmiyor ki kaypaklığın pes dedirtmesin
Konu tutarlılıksa boğulcağın yek denizdesin
Seni puşt!

[Köprü]
Neden bizim tekkemizdesin
Seni puşt!
Demek batıyor tekneniz kesin
Seni puşt!
Sürekli fırıldak peşindesin
Bu yüzden hep tetiktesin
Seni puşt!

[Verse 2]
Herkes yabancıyken canım saydım
Kimse patronum değil seni sağ yanım saydım
Hepsi sırtını döndüğünde ben yanındaydım
Cüzdanın şiştiğinde keşke Şiir'i yanıltsaydın
Dostlarına parmaklıklar düşer sana görüşmek
Ruhunda yok direnmek ya da dövüşmek
Kendini satıp kobradorlarla para bölüşmek (Siktir!)
En büyük korkum sana dönüşmek
Seni puşt!

[Nakarat]
Yalansın yalnızca
Seni puşt!
İlizyonun dağılınca
Seni puşt!
Dört yanı sarmışsa bu baş ağrılarını sana borçluyum
Seni puşt!
Yorgunluk artınca
Seni puşt!
Zor buldum anlıcan
Seni puşt!
Korkunu sarmışsan kollarının arasında mecburum
Seni puşt!

[Çıkış]
Yalansın yalnızca
İlizyonun dağılınca
Dört yanı sarmışsa bu baş ağrılarını sana borçluyum (yeah)
Yorgunluk artınca
Zor buldum anlıcan
Korkunu sarmışsan kollarının arasında mecburum