[Verse 1: Zet]
Simsiyah sokak direğinin yaladığı duvarlar
Dost kırıklıklarının kırıntıları duvardan akar
Dost dediğin herkes seni bıçaklar derken
Dostunu seçebilmeyi bileceksin erken
Birkaç yanlışım oldu beni bilen birkaç kişiye karşı
Gerisini iplemem. Çıkaramadığım tripteler
Ben merdivenleri çıkarken onlar delikteler
Kaç defa turladım o yollarda ah bir bilseler
Kafam erken açıldı daha saat 5
Akbaba gibi gözler bekler beni kalleş
Kafamda binlerce tilki yanımda 4 asker
Evimin kapısında aslan geride 3 leş
Düştüm geriye mum ışığı ararım
Geldi bir arkadaşım dedi ki sırlarımızı saralım
Olur mu hiç? Bir çare bulalım bir duble iç
Tek bir bitch senin hayatını karartır
Kararmamalı gözlerim görmeden ufku
Kafamı duvara dayarım düşüncelerim hep kuytu
Yarim bile bulamaz gövdeme saplanan oku
Kulaklarım sağır evet kayboldum
Bakar bana anam elde defter kırmızı gözler
Utanırım anam yapacak bir iş gelmez elimden
Bir dostum var aramasam da gönül bu özler
Kalem kırılır gönül bıçaklanır yollarda gözler
[Streç]
...
[Verse 2: Ağaçkakan]
Herhangi bir sınır yok gitgide darlaşan
Tahminen geçen bir saatin arkasında saklı kumbara
Birikti umarsızca
Fakat tahammül edilemezdi kalabalık İstanbul alçalınca
Öldüğüm kadar değil
Adımı yazdığım bir kimliğin içindeyim
Takriben altı harf alelade bir soyad
Geçmişiyle evli babanın oğlu bir sakat
Şimdi hatırladın mı?
Çamurda nefes alan akciğerin hiç olmayan gri şarkısını
Sanmıyorum
Çünkü inzivada geberdiğin yerdeyim viski var tek atımlık
Ölümlü olmak için öldürmeyen cesetlerim
Kafatasında birikiyor zehirli mürekkebin
O yüzden yarattığımız her hayal siyanür ve
Yaşamıyoruz aksine hareketiyle akrebin
Eureka sonunda bulduk
Beyaz kirecin üzerine falçatayla oyulduk
Buradan daha rahat bir yer var biliyorum
Adresi iç cebimde kalmış gidiyorum
[Streç]
...